17.10.2024

Diyanet İşleri Uzmanı Dr. Yıldıray KAPLAN 'ın “Günümüz Selefiliği ve İdeolojisi” Konulu Konferansı.

Din İşleri Yüksek Kurulu’nda Diyanet İşleri Uzmanı olarak görev yapan Dr. Yıldıray KAPLAN tarafından ihtisas merkezimizde mesleki eğitim konferansları kapsamında “GÜNÜMÜZ SELEFİLİĞİ VE İDEOLOJİSİ” isimli konferans icra edildi.
Kur’ân-ı Kerim tilaveti ve Kocaeli Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürü Sn. Şenol TİRYAKİ’nin selamlama konuşmasının ardından sözü Dr. Yıldıray KAPLAN devraldı.

Konuşmasına günümüz selefiliği ve ideolojisi konusunun önemine vurgu yaparak başlayan Dr. KAPLAN, 70 yıldır Filistin’de yaşanmakta olan zulme dikkat çekti, Gazze ve Filistin’de yaşanmakta olan işgal ve soykırımda şehit olanlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa, Gazze’de direnen Müslümanlara zafer nasip etmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz etti.

Dr. KAPLAN, özellikle günümüz selefiliğinin bir mezhep olmadığını, Ahmed b. Hanbel ile başlayan ve İbn Teymiyye’ye kadar gelen selefilik anlayışından farklı bir çizgiye sahip olduğunu, İbn Teymiyye ile birlikte tevhid kavramının önem kazandığını ve adeta bu kavramı ideolojiye dahil eden kişinin İbn Teymiyye olduğunu söyledi.
İbn Teymiyye’nin, özellikle tevhidi zat ve sıfat tevhidi, rububiyet tevhidi ve uluhiyet tevhidi olmak üzere üç kısma ayırması kendisini selefi salihten ayırdığını ifade etti. Hocamız bu üç doktrini detayıyla açıklamak suretiyle konuşmasına devam etti.
Dr. KAPLAN, günümüzdeki selefilik menhecinin temeli konumundaki Vahhabiliğin, ilk olarak Suud ailesiyle ittifak neticesinde 1744 yılında siyasi arenaya adım atıp ardından bütün İslam topraklarında yayılmaya başladığını belirtti. Ardından Türkiye’deki selefilerin, en çok kullandığı “Hakimiyet kayıtsız şartsız Allah’ındır” sloganını nasıl istismar ettiklerini ve TBMM’nde yazan “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” sözünü de nasıl anlamamız gerektiğini beyan etti.
Hocamız, bu ideolojilerle gerekli ilmi mücadeleyi yapabilmek için bu fikirleri ortaya atan önderleri tanımak, ilkelerini, ilmi kavramlara yükledikleri manaları ve hedeflerini iyi bilmek gerektiğini vurgulayarak üçlü tevhid taksiminin Ehl-i Sünnet’in ana omurgasında yerinin olmadığının altını çizerek konuşmasını nihayete erdirdi.

 

Kocaeli Dini Yüksek İhtisas Merkezi